Göbekli Tepe ve Bilinenler!
Diş hassasiyetimizin başladığı yıllar...
Ortalama olarak 12.000 (On İki Bin) Yıl önce tahılla ve usul usul yerleşik yaşamın temellerinin atıldığını söylüyor 'TARİHÇİLER'... Ve evet tahıl ile tanıştıktan sonra insan bedeninde pek çok değişiklik yaşanmaya başladı. Örneğin dişlerimizin kolaylıkla çürümesi gibi...
Şimdi ben bu sanatsal ve mimari gelişime sahip insanların avcı toplayıcı ve kültürel gelişiminin ilerlememiş insanlar olduğuna mı inanayım?
Batının her halta bir anlam yükleyen bilim insanlarının hayata basit bakmak yerine sürekli olarak 'TEORİK MASALLAR' uydurmaları cidden can sıkıcı bir hal alıyor. Bulunan her yeni keşifle teorik masallarını sil baştan düzenlemeyi kendilerine görev edinen bu insanlar... Hayatın basit akışına bugün bile tanıklık ettiğimizi göremeyecek kadar körler.
Göbekli Tepe'de henüz gün yüzüne çıkarılmamış alanlar 12.000 yıldan da öncesine uzanıyor...
Kafasına göre binlerce yıllık aralıklarda insanlığın gelişimi üzerine sürekli teoriler üreten insanların bir kez de bu yaşam sürecine basit bir pencereden baktığına şahit olamadık... İyi de nedir bu eski insanların sizlerin uydurma masallarına uydurulma safsatalarından çektiği!!!
12.000 yıl önce ve daha da öncesinden gelen yapılarla karşımıza çıkan insanların, bugün bile o dönemde halâ avcı toplayıcı bir yaşam sürdürdüklerini iddia edip duruyorlar. İyi de BUGÜN yıl M.S. 2025'te bile halâ avcı toplayıcı yaşam süren insanlar var. 12.000 yıl sonra bile VARLAR diyorum... İyi ama bu tarih bilimcilerinin derdi ne? Yani insanlığın bugün bile 1001 çeşit yaşam stili varken ne diye 12.000 yıl öncesine İNSANLIĞIN tamamına bir yaşam stili dayatıyorlar! Var mı anlayabilen?
O günlerde de popülasyonlar hakkında net bir bilgi olmamakla birlikte çok geniş bir coğrafyada insan yaşamının izleri keşfedilmiştir. Hal böyleyken nasıl olurda birbirinden binlerce km ve hatta kıtalarca uzak olan insanları genelleyerek insanlığın belirli bir düzlemde gelişiminin gerçekleştiğini iddia edebilirler!
Bak diyorum ki yıl 2025! Halâ avcı toplayıcılar, halâ göçebe yaşayanlar ve halâ dünyadan izole yaşam süren kabileler var!
Tarihin bir yapboz parçasının keşfi üzerine yine teorik masallar türetilmeye başlandı!!!
İlla ki sizin çizdiğiniz düzlemde ilerlemiş olmaz yaşam. Bırakın artık bulunan keşiflerde dair mit'ler üretmeyi... Basit düşünün! Sanatsal ve mimari gelişimi bu düzeye çıkarmış insanlar ne diye başka coğrafyalardaki insanlarla ortak yaşamlar döngüyü sürdürsünler!